Sayfalar

1 Ocak 2014 Çarşamba

Güle Güle 2013

Bitmekte olan şu yıla dönüp baktigimda akılda kalan iki gerçek var. İki ölüm.. Ikisine de konduramadigimiz ancak takdir-i ilahi demekten başka bir sözün olamadığı hüzün.. Biri eşimin çınarı, koca Ali dediği, her adını andiginda gözlerinde sakladığı belki de yalnız benim görebildiğim hasreti babası sevgili kayinpederim ; diğeri de torunlarinin tombulu, pamuğu, dilinden duası eksik olmayan, yavrumun yavrusu diye o meşhur sözüyle torunlarını seven ellerini öpmeye doyamadigim babaannem..

Canım kızımın da bir yaşını kutladık bu yılda malesef ki yaşına girdiği gün değil,3 ay sonra; çünkü 'küçük kızım' diye seven dedesi tam da yaşına girdiği gün vefat etti. Ölümü gördüğünde bir rüyadan uyanıp gerçeğe dönüveriyorsun, bir rüyaydı; evladımın doğum günü için yapılan tüm hazırlıklar hatta abartıp aylar öncesinden siparişi verilen kıyafetler ,süsler.. Ve hatta öyle oldu ki yaşında yanında olamadık emanet ettim anneye kardeşe, son görev yerine getirilmeliydi. Hani birakmazdım evladımı, hani kusura bakmasındı kimse benimle olmalıydı benim kızım her daim .. Değil birkaç saat yalnız kalmak birkaç gün bile görmeyebiliyormuşum. Acı bir ders oldu bana, bu kadar bencil davranmamayı öğrendim..
Yine her an özler, koşar adımlarla her akşam eve dönerim..
Şimdi nasılım hala hala ve hala manyak derecede bir anneyim..Üzerine titrerim, çalışan anne olmanın vermiş olduğu vicdan azabı ile şımartırım, aşı günü yaklaştığında ağlayacağını bildiğimden yine ağlar diye hayal ederken ağlarım, türlü türlü kötü senaryoları üretip hayalen yaşayarak kendimi ağlatmayı başarabilirim, uyumak istemediği zamanlarda ona sataşmamak için kendimi paralar, diş sıkar dudak ısırırım. Ev yapımı yoğurt , ev yapımı ekmekle beslerim, her ağladığında, ayy şurası ağrıyo, ama yine dişi çıkıyor deyip ilaç içirmem, şeker yedirmem yedirene kızarım bide tartışırım,çikolata sınırını aştırmam aştırana kızarım zaten hep bu sebeplerden evdekilerle küçük tartışamlarım mevcut mimliyim bu konuda birazcık..
Ben bir anneyim, bu yıl da çoğu zaman yıkanma ihtiyacı olan ancak vakit olmadığı için yıkanamayan saçlarla , uykusunu almadığı için altları morlaşmış gözlerle, e tabi son dakka uyanıldığı için sıfır makyaj ve solgun bir suratla, ütülenmemiş gömleği hırka ile kamufle edeerek giyip işe gittim. Bebemin balığı, köftesi, çorbası,meyvesi,keki, muhallebisi hazırken çoğu zaman kendimize kahvaltı hazırlayarak akşam yemeğimizi yedik. Yoğun iş temposu ile aynı zamanda ev hanımı ancak bu kadar olabildi, bu sene böyle oldu mmmm belki seneye de böyle olabilir. Tam bir anne , yarım bir ev hanımı evet işte ben tam da böyleyim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder