Zaman nasıl da hızlı
ilerliyor, daha dün gibi her ani aklımda uykusuz gecelerim, her ay doktor
kontrolüne heyecanla gitmeler, herkesten sakınma, herkesten kıskanma, koruyup
kollama iç güdüsü tavan yapmış ben, sürekli ağlamaklı, aç ama bol sulu, fazla
gergin (babamıza anlayışı için minnettarım) kimseyi görmek istemeyen sadece
bebeğine odaklanmış kabul ediyorum hafif sıyırmış bir anneydim.. Çok dikkatli,
takipçi her durumu araştıran bir vaziyetim de vardı aynı zamanda.
Şimdi dilleri bal,
yüzü güneş, yanakları al, elleri pamuk, şen şakrak, bazen asabi, bazen sabrı
zorlayan derecede huysuz, dünya güzeli bir evladım var..
Öyle zamanlar
yakalıyoruz ki yüreğimi mutluluk ve huzurla dolduran; örneğin anne yapımı
kekini yiyip meyve suyunu içerken birden o minicik parmaklarının arasına almış
bir parça keki GEYİYO GEYİYO GEYİYO HAAAMM diye ağzıma sokuverdi , o kadar ani
oldu ki önce ne olduğunu anlamadım sonra bir daha , sonra bir daha.. Yok böyle
bir mutluluk... Elleriyle besledi minik kuzum beni.. Evlat ver elinden zehri
içeyim, dillerinden hep dökülsün ballar...
İşte sadece şu anlar
yaşadığımız o bütün zorluklara bedel değil mi? Evet zor da olsa ; bir ömür
sorumluluk getiriyor da olsa , kalbi çok acıtsa,canı çok yaksa da değer ....
Gözümün nuru, günden
güne artan sevdam, hiç yetemedigim ve hiç doyamadigim, varligimin sebebi..Ömre
bedelsin..