Sayfalar

26 Temmuz 2014 Cumartesi

Ortaya karışık..

Bu yazımda da kızımla yaşadığım minik diyalogları ve eğitim hallerimizi, edinmiş olduğumuz ve yitirme tehlikesi yaşadığımız uyku karmaşasını paylaştım. Bir de yazın vermiş olduğu rehavet ile uzun süredir yazmadığımı farkettim, profesyonel olmayan bir blogger için o kadar olacak tabi diyebiliriz değil mi ?

İşe başlayınca teyzemiz bakarken zorlanmasın diye zorla alıştırdığım emziği nasıl mi bıraktırdım? Burada kendimi aradan çıkartıyorum bana kalsaydı belki de hala emzik kullanıyordu. Zaten uzun bir süredir gündüzleri emzik kullanmıyordu, sadece gece uyku vakti geldiğinde fena halde istiyordu. Birgün yine bir uyku vaktinde evde hiçbir emziğin olmadığını farktetiim , kayınvalidem hepsini saklamış 'emziksiz uyuyacağız' dedi. Uyudu da ancak sabaha kadar o kadar çok uyandı ki ben uykusuz ve bitkin bir halde işe gitmektense saklanan yerden alıp verdim. Bu durumu farkeden kayınvalidem emziği bana söylememek üzere saklayınca ben 'tembel anne' sabaha kadar uyumadım, nesli uyumadı ve kayınvalidem uyumadı. Ve sadece 2 gün sonra artık emzik kullanmıyordu. Kızımın bağımlı olduğu bir parçadan bu kadar kısa bir sürede kurtulmuş olması benim için büyük şans. Kayınvalideme bu durum sebebi ile tekrar teşekkür ediyorum.

Tuvalet egitimi mi , o da neymiş ki.. ben tembel anne yok daha hazir degil deyip duruyordum,meger benimki dünden raziymis. Sadece bir gun bezi cikardim gun boyu sordum bol bol da halilari parkeleri pisletti, ben devam ettim ısrarla baglamadım bezini sonraki gun bir iki kez yapiverdi , bu şekilde bir kac gun sonra bir baktik ki akilli kizim gayet guzel söylüyor tuvaletini, hatta kendisi bile taytini indirip yarı üstüne yari tuvaletine yapiveriyor. Hic bu kadar kolay olacagini tahmin etmezdim bu cok onemli egitimin. Bin bir hevesle aldığım müzikli, eğlenceli tuvaletinin ,değeri 10 tl bile olmayan klozet aparatı kadar etkili olmadigini da belirteyim. Tuvalet bilinci tamamen cocugun bunu kapabilme becerisi ve kendini hazir hissetmesi ile alakali, cocugumuza bu konuda da saygi duymali onu asla zorlamamaliyiz sonrasinda hersey iste ayni bizim hikayemizde oldugu gibi kendiliginden gelisiveriyor.

Tabi , yaz geldi hava oldukca gec karariyor uyku vakti de oldukca gecikiyor, zaten uykusu geldiginde kendiliginden odasina gecip uyumak gibi bir adeti olmayan kizina havalarin vermis oldugu bir rehavet hali ile tam uyku sıkıstırdıgı vakit mudehale edersen sonuclarina katlanirsin, odasina gecip yatagini hazirlamam 2 dk bile surmemesine ragmen olaganustu bir katilma hali yasadik haydi hayirli olsun sukur ki nefesini vaktinde topluyor simdi napayim ben kendi tembelligime mi kizayim ,hanimefendicigimin durup dururken katilmasina mi? Bu bana ders olsun ozene bezene inatla ve israrla koymus oldugun aksam 9 uyku kuralini kendin bozmak istersen iste boyle geri teper ...
Bilmeyenler icin katilma hali cocugun aglarken nefes alamayarak morarmasi malesef..


-anne top oynayabiliymiymiyim ( dikkat oynayabilir miyim i bu kadar uzatiyoruz )
-yarin oynayalim kizim hergun olmaz ki
-yolur anne yoluur yoluur
nasil yani kim ogretti ki sana bu rica halini ne diyeyim ki simdi bilemedim bu ricaya kim hayır diyebilir, haydi butun toplar kuvete suda oyun olsun Nesli'ye o derece cok seviyor ha tabi oyun sonu yıkanma faslını saymazsak tahmin edildiği üzere basa su döküldü mü koptu küçük kıyamet .. Sonuc hıh sana küstüm deyip kollarini bağlayan tos tos bir Nesli. Bu kadar da sevimli olunmaz ki...

-kizim cisin var mi
-yok anne
-kakis var mi
-yok anne
-emin misin kizim
-tabiki de eminim
Ahh bu kelimeleri nerden biliyorsun da birleştiriyorsun kızım..Akil küpüm benim maşallah sana Allahım esirgesin seni.



10 Mayıs 2014 Cumartesi

Anneler Günü Sevinci

Öğrendim kızımla bir çok şeyi ve şimdi çok daha başka kızımla yaşadıklarım nasıl da tadı çıkıyormuş hayatın; ne ağlak ne paranoya bir anne imişim. O ağlar ben de ağlardım en büyük sorun işe giderken bina kapısından çıkar başlardım ağlamaya, baktım ki bu işin sonunu getiremeyeceğiz sabırla bıkmadan istisnasız hergün, anladı-anlamadı anlattım anlattım anlattım ve bir de baktım ki bir gün 'güle güle anne' diyor bana ağlamıyor da . Bu muydu yani bu kadar kolay mıydı? Evet bu kadar kolay herşey bizde bitiyor, canımızın parçası evlatlarımıza ailenin maskotu değil de bir bireyi gibi davranmaya başladığımız zaman anladım ki herşey çok daha güzel oluyormuş .
Bugün yaşamışım gibi aklımda  sabahlara kadar uykusuz kaldığım, her aşı gününde onunla beraber ağladığım , doktor kontrollerinde rahat durması ve ağlamaması için uğraş verip kan ter içinde kaldığım,  her sabah o uykuda iken işe giderken vicdan azabı yaşadığım günlerim.. Ya yetemezsem düşüncelerim, felaket senaryolarım (gözümün önünde iken bile felaket senaryosu üretebiliyordum bu kadar paranoya idim)..
Hayatı kendimize de çocuğumuza da zor hale getirmeye hiç gerek yok, bırakalım zaman zaman kendi istediği saatte uyusun, bırakalım 3 -5 öğünü dengesiz yesin, bırakalım taş, çakıl kum,çamurda oynasın kirlensin ,bırakalım sokak köpeğini sokak kedisini sevsin, bırakalım istediğini giysin altı kaval üstü şişhane olsun nolur yani. Emekliliği hiç gelmeyecek bir işçiyiz aslında yapacak o kadar çok iş var ki yukarıda saydıklarımı sıkıntı yapmaya hiç gerek yok. Çoğumuz izlemişizdir belki bakın bu filmde nasıl güzel tarif edilmiş annelik. Yapılacak iş çok...

Bugün benim üçüncü anneler günüm, pek bir mutluyum ısrarla saymaya devam ediyorum. Üretici firmaların prim yaptığı bir gün olmakla birlikte bu günün adının güzelliği bir anne olarak cezbediyor beni. Huzurum, mutluluğum, hayatımın dönüm noktası  güzel kızımın bana ilk 'anne' dediği günü hatırlıyorum ; ağzı kulaklarında sarıp sarmalaktan bebesini bunaltmış , hoplayan zıplayan bir haldeydim.
Kızım ,prensesim, bakışları çiçek dilleri balım, öpmelere doyamadığım bazen sarıp sarmalaktan bunalttığım , sevgisini kalbimde- soyut kavramını aştım- somut olarak hissettiğim, varlığını güzelliğini anlamını anlata anlata bitiremeyeceğim evlatcığım şükür sebebimsin Anneler Günü hediyemsin hergün akşamında eve girer girmez  bacaklarıma sarılarak ‘annem benim’ diyerek  hediyelerin en güzelini veriyorsun zaten. İyi ki varsın, iyi ki bizimsin..

6 Mart 2014 Perşembe

Nesli'm 2 yaşında..

Tam 2 yıl bitti ..
Neredeyse yolun yarısına geldiğim hayatımın bu küçük beden ile bu kadar değişebileceğini,
Çok daha farklı bir anlam kazanacağını,
Tüm benliğimi kuşatacağını,
Her adımda önceliğin sen olacağını,
Telaffuz edebildiğin tek bir kelimeye bile ailenin kahkahalar ve alkışlarla olağanüstü bir mutluluk hali ile karşılık vereceğini,
Sadece yüzündeki gülümsemenin bile huzur kelimesinin karşılığı olacağını,
Sebepli sebepsiz durumlar için hali hazırda bekleyen göz yaşım olacağını tahmin etmezdim.
Artık hepsi mevcut, korkularım aynı zamanda cesaretim oldun ..
Hiçbir kelime ile tarif edilemeyecek, hiç kimse ile eş değer tutulmayacak bir mutluluksun..
Ben bir anneyim; bunu kanıtlamak için bir uğraş içerisinde değilim, kimsenin anneligine laf etmem de.. Sadece kızım için iyi bir anne olmak gayretindeyim..Her akşam eve koşar adımlarla gelip soluk soluğa girerek belki kazandigim 5 dakikanın bile pek kıymetli olduğu doğrudur , her yeni gün karanlığa büründüğünde evladımın 'anne gelcek baba gelcek' diyerek kapılarda bekleyip bazen de ağladığını biliyor olmanın o dayanılmaz azabını yaşadığım dogrudur , her hafta sonunu kızımla yapışık geçirdiğimiz doğrudur, zamanın bize hiç bir gün yetmediği doğrudur, evladımın boğazımın düğümü olduğu doğrudur belki mesai saatinde bir resmine bakarken belki babaanneyle konuşurken arkadan gelen sesiyle, belki de güzelliklerinden bahsederken çözülür o düğüm, her daim hali hazırda bekler işte.. 
Iyi ki EVLAT sahibiyim, ayırt etmeden; Yaradana sonsuz şükürle.. Bana anneliği tattıran sen, seni bana veren sonsuzluğun sahibi yüce Allah..Ömrüm boyunca şükretsem az kalacak derecede bir mükafatsın.
Her anını doyasıya yaşamak için zaman yavaş ilerle..
Henüz yoğurdu döke saça yemene, dişlerini fırçalatmak için hoplayip ziplayip sebeklik yapmana, belli belirsiz çıkarttığın sana özel cümlelerin sende oluşturduğu masumiyetine , ve ninnilere dudaklarını yusyuvarlak yaparak eşlik etmene, her akşam iş dönüşü hoşgeldin annecim diye karsilamana, bir uff um oldu diye her gün istisnasız uff anne muck yapmana, mutluluk kahkahalarına, ağzını kocaman açıp ağlamalarına henüz doyamadım bebeğim..
Sanırım senelerce aynı kalsan da doyamayacağım. İyi ki varsın evlatcığım, iyi ki doğdun, iyi ki benim evladımsın Seni çok seviyorum..

23 Şubat 2014 Pazar

Ninnilerim var benim..

Mecburiyetten ya da alışkanlığından değil bizzat kendim istediğim ve bundan büyük bir zevk duyduğum için ninni ile uyutuyorum kızımı.Nesli 22 aylık oldu ben hala ya kendim söylüyorum çoğunlukla uydurma söz ve tınılarla ya da açıyorum telefonu dinletiyorum .. Yorulmuyorum, sesim de kısılmıyor:)
İlk aylarında kolik olması sebebiyle gece- gündüz kavramımız yokken miniğim rahatlasın diye , bebeğin anne karnındaki duyduğu sesleri andırdığı iddia edilen bir albümü sürekli dinletirdim, beni bile rahatlatırdı bu sesler çoğu zaman sızmışımdır.
Kızıma mutluluk verici ,onu keyiflendirici şeyleri araştırıp bulmak çok hoşuma gidiyor. Bu zamana kadar da ters bir tepki almadım ; demek ki kızımı anlayabiliyorum. Buna örnek de kızıma son zamanlarda dinlettiğim albüm, Müjde Tuğsuz'a ait. Sesi, sözleri ve müziğin tınısı o kadar hoş ki özellikle bir tanesine kızımın da eşlik ettiğine şahit oldum şaka değil ciddi ciddi ninninin bazı kelimelerinde, geleceği zamanı bilip aynı anda söyleyiveriyor. Bakınız aşağıda favori ninnisi mevcut..Dinlemek için BUYRUN
Benim minik yavrum artık uyu sen
Başucunda annen ninni soylerken,
Sen hayat yolunda adımlar atarken,
Yanında olacak baban ve annen..
Yakın zamanda sağlık sorunum sebebiyle bir operasyon geçirdim , ameliyata girerken kardeşime ninnileri yükletmediğimi farkettiğimde eyvah şimdi bebem nasıl uyuyacak, ya zorlanırsa ya da zorluk çıkarırsa huzursuz olursa diye düşündüm durdum sonra da ona bunu söyledim cevadımı aldım aynen şöyle: 'Saçmalama abla gayet güzel ve rahat uyudu.'
Ama ne dedim ben yazının başında zevk alıyorum napayım yaşasın annelik. Hele o uyduruk ninniler yok mu biliyorum ki evlatcığım tam uyku esnasında annesinin ona olan sevgisini hissediyor ve bu duyguyla uyuyor. Bu durum ne kadar sürer bilemiyorum gittiği yere kadar bu durumdan zevk almaya devam edeceğim, tavsiyemdir dostlar.. 
Bir daha bu hallerini bulamayacağız zaman çok hızlı akıp gidiyor özleyeceğimiz o kadar çok şey olacak ki miniklerimizle olan her anın tadını çıkaralım. Hepimize kah pışpış lı, kah ninnili, kah  iyi geceler öpücüklü ama bol uykulu az ağlamaklı geceler diliyorum.

22 Ocak 2014 Çarşamba

Hastane günlüğü..

Ben hep hastalıklar vuku bulduğunda ve sonucunda bir operasyon geçireceksem soğukkanlı olmuşumdur ( hepi topu küçük çaplı 3 operasyon geçirdim),herkes de bu durumdaki sakinliğime şaşırmıştır. Yakın zamanda da tükürük bezimdeki 1 santimlik taş sebebiyle bi operasyon geçirdim. Bunu ilk öğrendiğimde aklıma gelen tek şey kızım oldu operasyon küçük de olsa bu sefer kızımdan ayrı kalmak düşüncesinden kurtulamadım ne kadar dışarıdan gayet sakin görünsem de bitmek bilmeyen anne kurgusu ile türlü türlü şeyleri düşünmekten kendimi alamadım. 
Nihayetinde tüm hazırlıklar tamamlandı, memleketten teyze geldi, hala ve abla kuzen de cumadan geldi e babaanne zaten kızıma bakan kişi. Kızımı oyalayacak sayıda çoğunluğumuz sağlanınca ben de emin ellere bebemi bırakıp ameliyata girdim.Bana bakacak olan kişi de kendisinin isteği ile kocam oldu.
Gözlerimi açtığımda sorduğum soru kaç saat kaldığımdı , bir de Kardeşimi görünce kızımı sorduğumu hatırlıyorum.. Bir gece kalınacak diye girdiğim hastaneden 2 gece kalınca daraldım, bunaldım, duygulandım, özledim özledim özledim.. Üstelik kızımın ikinci gün beni görmeye geldiğinde sargılarıma bakıp bakıp beni okşaması tarifsiz huzur verirken sonra ardına bile bakmadan kaçarcasına odadan çıkması yüzümün asılmasına bir sebep daha oldu. 
Çok tuhaf sadece iki günde evladım sanki beni unutmuş, beni sevmiyor, benimle kalmak istemiyor gibi gibi gibi bi dolu düşünceyi geçirip durdu beynim. Bu abartı nedir ? Bu kadar da olmaz ki canım diyenler muhakkak ki vardır. İnanın kendimi bu kadar narin, bu kadar detaycı ve hassas olmamak için çok zorluyorum ama olmuyor. Evlattan ayrılma düşüncesi söz konusu oldu mu ben bir çocuk olup çıkıyorum.. Herşey tecrübe .. Ben de evlatcığımla tecrübe ediniyorum, aslında onunla beraber büyüyorum. 
Rabbim kimseye evlat acısı yaşatmasın , Rabbim kimseyi evladından ayırmasın. Ve sağlık her an bizimle olsun. 

1 Ocak 2014 Çarşamba

Güle Güle 2013

Bitmekte olan şu yıla dönüp baktigimda akılda kalan iki gerçek var. İki ölüm.. Ikisine de konduramadigimiz ancak takdir-i ilahi demekten başka bir sözün olamadığı hüzün.. Biri eşimin çınarı, koca Ali dediği, her adını andiginda gözlerinde sakladığı belki de yalnız benim görebildiğim hasreti babası sevgili kayinpederim ; diğeri de torunlarinin tombulu, pamuğu, dilinden duası eksik olmayan, yavrumun yavrusu diye o meşhur sözüyle torunlarını seven ellerini öpmeye doyamadigim babaannem..

Canım kızımın da bir yaşını kutladık bu yılda malesef ki yaşına girdiği gün değil,3 ay sonra; çünkü 'küçük kızım' diye seven dedesi tam da yaşına girdiği gün vefat etti. Ölümü gördüğünde bir rüyadan uyanıp gerçeğe dönüveriyorsun, bir rüyaydı; evladımın doğum günü için yapılan tüm hazırlıklar hatta abartıp aylar öncesinden siparişi verilen kıyafetler ,süsler.. Ve hatta öyle oldu ki yaşında yanında olamadık emanet ettim anneye kardeşe, son görev yerine getirilmeliydi. Hani birakmazdım evladımı, hani kusura bakmasındı kimse benimle olmalıydı benim kızım her daim .. Değil birkaç saat yalnız kalmak birkaç gün bile görmeyebiliyormuşum. Acı bir ders oldu bana, bu kadar bencil davranmamayı öğrendim..
Yine her an özler, koşar adımlarla her akşam eve dönerim..
Şimdi nasılım hala hala ve hala manyak derecede bir anneyim..Üzerine titrerim, çalışan anne olmanın vermiş olduğu vicdan azabı ile şımartırım, aşı günü yaklaştığında ağlayacağını bildiğimden yine ağlar diye hayal ederken ağlarım, türlü türlü kötü senaryoları üretip hayalen yaşayarak kendimi ağlatmayı başarabilirim, uyumak istemediği zamanlarda ona sataşmamak için kendimi paralar, diş sıkar dudak ısırırım. Ev yapımı yoğurt , ev yapımı ekmekle beslerim, her ağladığında, ayy şurası ağrıyo, ama yine dişi çıkıyor deyip ilaç içirmem, şeker yedirmem yedirene kızarım bide tartışırım,çikolata sınırını aştırmam aştırana kızarım zaten hep bu sebeplerden evdekilerle küçük tartışamlarım mevcut mimliyim bu konuda birazcık..
Ben bir anneyim, bu yıl da çoğu zaman yıkanma ihtiyacı olan ancak vakit olmadığı için yıkanamayan saçlarla , uykusunu almadığı için altları morlaşmış gözlerle, e tabi son dakka uyanıldığı için sıfır makyaj ve solgun bir suratla, ütülenmemiş gömleği hırka ile kamufle edeerek giyip işe gittim. Bebemin balığı, köftesi, çorbası,meyvesi,keki, muhallebisi hazırken çoğu zaman kendimize kahvaltı hazırlayarak akşam yemeğimizi yedik. Yoğun iş temposu ile aynı zamanda ev hanımı ancak bu kadar olabildi, bu sene böyle oldu mmmm belki seneye de böyle olabilir. Tam bir anne , yarım bir ev hanımı evet işte ben tam da böyleyim..